KURAN'IN İSLAMI
Ve O size: "Melekleri ve peygamberleri (Elçileri) tanrılar edinin." diye de emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra, size hiç inkârı emreder mi?” 3 Âl-i İmran Suresi 80. Ayet.


   
 
  PEYGAMBER KİMDİR?



PEYGAMBER KİMDİR?
 
Allah(cc) ın yarattığı kullarına, yaşam biçimini doğru yola yönlendirmek üzere seçtiği, habercilik görevi ile üstlenen elçilerine, İslam Dünyasında; Başta Anadolu olmak üzere, Türk boyları ve çoğunlukla İran ve çevresinde, verilen isme; “Peygamber” denir. Lügat ta ki Karşılığı ise;”Tanrı buyruğunu insanlara haber veren, seçilmiş kişi” olarak geçer.
 
 “Haberci” kelimesinin Farsça karşılığı olan “Peygamber” kelimesi, “Peyem” “Haber” kelimesinden türemiştir. Arapça karşılığı ise “Nebi” dir. “Nebi” kelimesi de, Arapça “Nebe” “Haber-ileti” kelimesinden türemiştir. Kuran’da geçen “resul” kelimesinin tam karşılığı “elçi” kelimesidir. Kuran çevirilerinde, elçi manasına gelen “resul” kelimesi, ya aynen “resul” diye, ya da “Peygamber” diye çevrilir.
 
Allah(cc)ın; Peygamberlik (Elçi-haberci) görevi verdiği bir kuluna, İnançlı olmasına rağmen yoldan çıkmış, tabiri caiz ise, şaşırmış kullarca ilâhlık makamının verilmesi, İslamiyet’ten önceki dinlerden, Hıristiyanlık ve Yahudilik teki sonuçları, maalesef ortadadır.
“Velâ ye/murakum en tetteḣiżû-lmelâ-ikete ve-nnebiyyîne erbâbâ(en)(k) eye/murukum bilkufri ba’de iż entum muslimûn(e)Ve O size: "Melekleri ve peygamberleri (Elçileri) tanrılar edinin." diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkârı emreder mi?” 3 Âl-i İmran Suresi 80. Ayet

“İncil” ve “Tevrat”ın orijinallerinin olmaması nedeniyle, dejenerasyon öylesine hızlı bir süreç kat etmiş ki, Ellerindeki kutsal olan ve Allah(cc) tarafından peygamberlerine gönderilen kitaplar, 2. plana yitilirken, onlara gelen peygamberler ön plana çıkmış, ilahlaştırılmışlardır. Hıristiyan’lar; “İncil” den önce “İsa”, Yahudiler de; “Tevrat” tan önce “Musa” demeye başlamışlar. Allah(cc)ın Hz. Muhammed’e Kuran’ı Kerim in Vâhy etmesi ve Peygamber olarak görevlendirmesinin, yegâne nedeni de bu Dinlerin yozlaşması ve Peygamberlerin ilahlaştırmaları olmuştur.

“Kul yâ ehle-lkitâbi lestum ‘alâ şey-in hattâ tukîmû-ttevrâte vel-incîle vemâ unzile ileykum min rabbikum(k) veleyezîdenne keśîran minhum mâ unzile ileyke min rabbike tuġyânen vekufrâ(n)(s) felâ te/se ‘alâ-lkavmi-lkâfirîn(e)De ki: Ey kitap ehli, hiçbir şeye inanmış sayılmazsınız Tevrat'ın, İncil'in ve Rabbinizden size indirilen kitabın hükümlerini yerine getirmedikçe ve andolsun ki Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını, kafirliğini arttıracak, artık o kafir kavim yüzünden tasalanma sen. 5 Mâide suresi 68. Ayet

"Nation of Islam” (NOI), 1930 yılında kurulmuş olan, İslam'ı tüm siyahîlerin gerçek dini olarak ön plana çıkartan ve Hıristiyanlığın da özellikle beyazların dini olarak, ırkçılığı içselleştirdiğini öne süren, Afro-Amerikan kökenli bir örgütlenmedir. Yurttaşlık hakları hareketi sırasında meşhur vaiz Malcolm X sayesinde tanınan bu grup, boksör Muhammed Ali sayesinde, tanınılırlığı dana da artmıştır.
 
Bu örgütün önde gelen "Masjid at-Taqwa” adındaki Caminin imamı “Siraj Wahhaj” Mısır da yapılan, katıldığı İslam toplantısına yaptığı konuşma, gerçektende önemlidir. Siraj Wahhaj; Bizleri İslamiyetin kucağına iten en büyük hareket, hiç şüphesiz Hırıstiyanların tavrı, bizlere bakış açısı ve davranışları olmuştur. Size çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz birinden bir haber, mektup getiren (Postacı) haberciyimi çok sever ve saygı duyarsınız, yoksa asıl haberi gönderen ve sizi mutlu edenimi daha çok seversiniz ? Kutsal Kitabı gönderen Allah’tan başka, tapılacak bir varlık olmadığının bilincine varan bizler, Hırıstiyan veya Yahudilerin yaptıklarını asla yapmayacağız. Hıristiyan’lar; “İncil” den önce “İsa”, Yahudiler de; “Tevrat” tan önce “Musa” demeye başlamışlar. Allah(cc)ın Hz. Muhammed’e Kuran’ı Kerim in Vâhy etmesi ve Nebi (Peygamber) olarak görevlendirmesinin, yegâne nedeni de bu önceki Dinleri yozlaştırmaları ve Peygamberleri ilahlaştırma yüzündendir.” Diyor.
 
Siraj Wahhaj olayları biraz derinden araştırmış olsaydı, aynı tür davranışları maalesef şimdi birçoğunun Hıristiyan ve Yahudiler gibi yaptığını, hatta önde gelen dini liderlerin dahi uyguladığını görürdü.
Almanya da işçi olarak çalışmaya giden bir Türk, hafta sonunda akrabasını görmek için arabasına atladığı gibi, Hollanda, ardından feribotla İngiltere ye geçer. Malum; İngiltere de trafik soldan işlemektedir. Ancak bizim Türk, bu kuralları pek öğrenmemiş olacak ki, bilecen bir eda ile doğru sandığı ters yola girmiş. Karşıdan gelen arabalar sürekli selektör yaparak bizimkini uyarıyormuş. Ama çokbilmiş arkadaş istifini dahi bozmuyormuş. O sırada hava trafiği bir helikopter, yakın uçuşla yabancı olduğunu plakadan okumuş olacaklar ki, megafondan Almanca uyarı yapıp seslen-miş, “… filanca plakalı araç sahibi, ters yönde gidi-yorsunuz… Lütfen aracınızın istikamet yönünü çevrin…” Bizimki sinirli bir eda ile camdan elini çıkarıp “Hadi oradan… Hemşericilik yapma, Benim yolum doğru, sen karşıdan gelen onca arabaya baksana, esas ters giden onlar…” demiş.
Bu işte de birileri ters gidiyor ama kim kimi uyaracak bilemiyorum. Eski Arapçıların, şu bizim Almanyacıdan ne farkı var? Önceden; ”Günah, sakın haaa sorma, Çarpılırsın.” Korkutmaları, şimdi yerini gerçeklere bıraktı. Duvarda asılı olan Kuran’ı Kerimler, Türkçe çevirileri ile birlikte okunur oldu. Ters gidenleri uyarma zamanı, sanırım artık bizlere düşecek.

        Allah(cc) Kuran’ı Kerim de, “Ya Muhammed”; “Ve enżir bihi-lleżîne yeḣâfûne en yuhşerû ilâ rabbihim() leyse lehum min dûnihi veliyyun velâ şefî’un le’allehum yettekûn(e) Rab’lerinin huzurunda toplandıklarında, Allah’tan başka birtakım tanrıların, kendilerini kurtaracaklarına inanan o kimseleri sen Kur’ân la uyar ki, O’nun huzurunda kendilerini savunacak ne bir hamileri, ne de bir şefaatçileri olmayacaktır. Böylece umulur ki bu şirkten sakınırlar. ?" diyor.  6 En’âm Suresi 51. Ayette

Hz. Muhammed, elçilik görevini yerine getirmiş ve Kuran’ı Kerim i bizlere ileterek uyarmış! Peki, bize onu yansıtan Dini liderler nerede? Ya para kazanmak için kitap yazıp, cami önlerinde; “Gerçek hak yolu bu…” diye sattırırlar, Ya da Komisyonlara girip, bayram dan dan bayrama TV de ahkam kesilirler. Sözde doğru yol herhalde bunun anlattıkları diye, ağzı açık dinleriz. Oysa Kuran’ı Kerim de; Allah(cc) inananlara Resulü için, şöyle çağrıda bulunuyor;

“Yâ eyyuhe-lleżîne âmenû lâ tekûlû râ’inâ vekûlû-nzurnâ vesme’û(k) velilkâfirîne ‘ażâbun elîm(un) Ey iman edenler! "Râina!""Bizi davar gibi güt! Demeyin, "Unzurna!" "Bize bak!" deyin, konuşun ve dinleyin. Kâfirler için korkunç bir azap vardır. 2 Bakara Suresi 104. Ayet

Peygamberimiz kimseyi “Raina!” Davar gibi gütmedi, güttürmedi. Ancak ondan sonra gelen Emevi ve Abbasi soyundan yandaşlar ve onların halen sancaktarlığını yapanlar, “Peygamberin hadisi… Karşı gelme, Konuşma, sesini çıkarma, Günah…” tehditlerini savurup durdular. “Unzurna!" "Bize bak!" dinleyin… Dedirtmediler.

        Kuran’ı Kerime ve İslamiyet’e dil uzatan “Ebu Leheb”, Peygamberin torunu ve onca inanmış Müslüman’ı öldüren, “Muaviye’nin oğlu Yezid”,  Kuran’ı hedef yapıp ok yağmuruna tutan Emevi Halifesi “Velit”, Kabe’yi taş ve mancınıkla dövmekte ve yıkmakta tereddüt göstermeyen ikiyÜz bin civarında Müslüman ı kılıçtan geçiren Emevi devletinin ünlü komutanı. Haccac, belki tarihin çok uzaklarında kaldı. Ama onun kopyaları şu anda halen aramızda dolaşıp durmakta. Kimi Afganistan da, kimisi İran da, kimi si de Irakta… Bunlar eylemlerini açıktan yaparken, Türkiye’deki benzerleri ise, Eylemlerini ABD nin ve İsrail’in ajanları gibi, gizli gizli yapmakta?

 Fikir ve düşüncelerini zorbalıkla kabul ettirmek isteyenlerin yanı sıra, Kimisi de hadis adı altında, uyduruk rivayetlerle, kendilerini ön plana çıkarmışlardır.

Halife Mehdi zamanında boynu vurulmak üzere yakalanan ünlü dinsiz Abdülkerim bin Ebil Avca öldürülmeden önce şu dehşetli açıklamayı yapar: “Siz beni öldürüyorsunuz ama, ben dininizde helali haram, haramı helal yapan 4000 hadis uydurdum.” Der.

Ahmed bin el Cuveybari, Muhammed bin Ukeşa ve Muhammed bin Temim’in Hz. Peygamber hakkında 10.000’den fazla hadis uydurdukları söylenir.

Zehebi, Ahmed bin Abdullah’ın binlerce hadisi, hadis imamlarına dayandırarak uydurduğunu, Enes bin Malik’in hizmetçisi olduğunu iddia eden Dinar Ebu Mikyes’in de Enes bin Malik’ten duyduğunu söylediği uydurma dolu bir sayfayı naklettiğini anlatır. “Biz Hz. Peygamber adına yalan uydurmadık, bilakis bunu Peygamber’in getirdiği dini güçlendirmek için yaptık.”

Kaderiyecilerin de nasıl hadis uydurduğu eski bir Kaderiye mezhebi üyesi Ebu Reca Muhriz’e dayandırılarak anlatılır: “Kaderiyecilerden kesinlikle bir şey rivayet etmeyiniz, vallahi biz insanları mezhebimize çekebilmek için hadisler uydurur ve bu hareketimizle de sevap kazanacağımızı umardık. Ben bu suretle Kaderiye mezhebine dört bin kişi kattım.” (Er Cerhu Ve’l Tadi’l, 1. cilt, sf. 32)

İlk hadis toplayan kişi olduğu iddia edilen Ez Zuhri ; “Biz hadisi yazmaktan hoşlanmıyorduk. Ne var ki o yöneticiler (Emevi halifeleri ve adamları) bizi buna zorladılar.” Zorlama altında yapılan toplamalarda hadislerin mevcut yönetimin hoşuna gidenleri, mevcut yönetimin kültür, gelenek, tarih anlayışını destekleyenleri toplanmış, buna aykırı olanlar elenmiştir.” Diyor.

Bu uydurmaların varlığı bellidir. Ama kim bu uydurmaların bugün meşhur olan hadis kitaplarına karışmadığını neye dayanarak garanti edecektir? Kuran’da geçen, Peygamber yaşarken var olan münafıkları, bundan sonra iki yüz yıl boyunca çıkan münafıkları kim nasıl teşhis etmiştir de onların uydurduğu hadislerden kitaplarını korumuştur? “Peygamber buyurdu ki”, “Peygamber emretti ki” tarzında, Peygamber’in muradı olmayacak bir tarzda kullanılmıştır.

Rabbanilerin (Musevi, Hıristiyan din adamları) sözleri, uydurma İncil’lerden alıntılar, Yunan felsefesinin öğretileri, Fars ve Hind kökenli deyişler ve daha niceleri hadis kanalıyla İslam’a girmiştir. Tüm bunlar doğrudan veya dolaylı olarak İslam kültürünün malı haline gelmiştir. Yine dini kıssalardan büyük bir bölümü İslam’a sızmıştır. Eğer hadislerde kullanılan materyali ve Yahudi din kültürünü incelersek bu ikinciden büyük bölümünün, İslam din kültürüne sızmış olduğunu görürüz.” (Goldziher, El Aqide veş şeria, sayfa 42-43)


 
Facebook beğen
 
 
 
“Yemin olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik. Onları, sapmış olanlardan başkası inkâr etmez.”2 Bakara Suresi 99. Ayet
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol