KURAN'IN İSLAMI
Ve O size: "Melekleri ve peygamberleri (Elçileri) tanrılar edinin." diye de emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra, size hiç inkârı emreder mi?” 3 Âl-i İmran Suresi 80. Ayet.


   
 
  TESBİH NEDİR

TESBİH İSLAM'DA YOK!
Gerçek anlamda “TESBİH”; Allah (c.c.) takdis ve onama manasında, tenzih etmek amacı ile kullanılan ”Se-be-ha” fiilinden türemiş olan Arapça ”Sübhan” kelimesidir.

 Allah(c.c.)ın 99 ismi olan “Esma-ül Hüsna” nın zikredilmesinde M.S. 800 lü yıllardan sonra kullanımı ile ortaya çıkan ve ismine Arapça “Sübba” denilen 99 taneli, çeşitli yuvarlak malzemelerden yapılarak ip veya benzer bir cisme dizilmiş, el ile çekilerek kullanılan malzemeye de, Osmanlıca da ”Tesbih” adı verilmiştir.
 “Tesbih” kelimesinin, manası ve amacı ile çok farklılık göstermektedir. Maddesel olarak kullanılan ve belirttiğimiz gibi çok çeşitli doğal yâda yapay maddelerden ip veya benzer malzeme üzerine dizilerek yapılan malzemenin, tarihsel gelişimine bir göz atalım.
 
            Tespih, Musevilik hariç bütün inanışlarda yaygın olarak kullanılır ancak her değişik inancın kendine özgü değişik tespihi vardır. Bugün Hindu, Budist ve Müslümanlarda yani doğuda, ibadet sırasında tespih tek elde çekilir. Batıda yani Hıristiyanlık ta ise tespih ibadet sırasında iki elle çekilmektedir. Bazıları bu özelliğin estetik açıdan doğunun asimetrik, batının ise simetrik anlayışlarına pareler bir davranış biçimi olduğunu ileri sürerler.
        
            Tespih İngilizcede rosary ya da word beads, İtalyancada rosario, Fransızcada chapelet, Almancada ise rosenkranz olarak geçiyor. Hepsi de Latince gül bahçesi anlamı taşıyan rosarium kelimesinden alınmış. Çünkü Ortaçağ boyunca gül bahçeleri dua edilen yerler olarak kullanılmıştır.
 
       
     Bundan dolayı Tespihi tanrıya gönderdiği duaları saymak amacıyla ilk kullananlar,
M.Ö. 850-900 yıllarında ilk “Hindular”dı. Sonra M.Ö 563-483 yıllarında Budizm ile bu alışkanlık doğuya, M.S. 800 lü yıllarda İslamiyet’le Ortadoğu’ya, daha sonra da Katolik mezhebiyle de Avrupa’ya yayıldı.
M.Ö. 2000 yılın son yüzyıllarında Hindistan'a yerleşen Hintlilerin kutsal saydıkları "Vedalar" adlı İlkçağ metinlerine dayanan Hinduizm, M.Ö. 1200-500 yılları arasında Hint yarımadasını işgal eden Ârilerin dini inanışı hâline geldi. Tespihin Hindu dilindeki eski adlarından biri de “japamala”dır. “Gül tespih” anlamına gelir. Günümüz de ise Hindistan’da tespihe “Mala” denmektedir. Şiva için yapılan Hindu ayinlerinde, 108 taneli sırma geçirilmiş koyu kahverengi ve büyük taneli “Şivanın gözü” denilen tespih çekilir. Bu tespihin tanelerini oluşturan, kutsal “Rudraska” ağacının tohumlarından dır.
Hindu rahiplerinin Vişnu tanrılara ibadetlerinde yine 108 taneli, kutsal tulsi ya da kutsal fesleğen ağacından yapıldığı için daha açık renkli ve bu defa küçük taneli tespihler çekilir. Hinduizm de tespih çekilmesi ayrıca hayatın sürekli olarak devam eden bir oluşum döngüsünü de ifade eder.
Budizm M.Ö. 563-M.Ö. 483 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen, bugün Buddha olarak bilinen Siddhartha Gautama tarafından kurulmuştur. Budizm’de 108 taneli tespih ibadet amacıyla çekilir. Bu tespih 27’şer taneli dört parçaya bölünmüştür. İstenirse 54’lük bir tespih iki defa 27’lik olarak çekilir. Tibet’te 27 taneli tespihle 10 bin 800 sayısını buluncaya kadar dua tekrarı yapılmaktadır. Tibet tespihlerinin çevrede kullanılan diğer tespihlerden farkı, tanelerinin ağacın yanı sıra mercan, fildişi, kehribar ve türkuazdan yapılmasıdır. Hatta en değerlerlileri ölmüş kutsal kişilerin ya da lamaların kemiklerinden yapılmış olanlarıdır.

 Japon Budistleri ise M.S. 6. yüzyılda edindikleri tespih alışkanlığını zamanında daha çok cenaze, evlenme töreni gibi sosyal ortamlarda devam ettirirler. Sosyal statü sembolü olarak rahip tarafından kutsanmış bir tespih Japon evinde özelikle çay odası duvarına asılır.

                 Müslümanlar arasında kullanılan tespihler; M.S.800 yıllarında Hindistan ve uzak doğudan gelen ve sonradan Müslüman olan muhacirlerin bir uygulaması olarak İslamiyette yer etmiştir. 
                
                Bunlar; 33’lük ve 99’luk olmak üzere iki türde yapılır ve kullanılır. 500’lük, 999’luk, 1000’lik ve 5000’lik tekke ve şeyh tespihleri varsa da bu tespihler şeyh efendinin dini törenlerde kullanılması için yapılmıştır. Vahhabiler ve Aleviler tespih kullanmazken, Sadece Suriyeli Aleviler 40’lık tespih kullanırlar. Bektaşi tespihlerinde ise biri imamenin dibinde, diğerleri duraklarda olmak üzere, tespihin renginden farklı dört ayrı renk boncuk bulunur.
Kırmızı boncuk Hz. Ali’yi, beyazı Hz. Fatma’yı, sarısı Hz. Hasan’ı, yeşiliise Hz. Hüseyin’i temsil eder.

        
             Hıristiyanlık dünyasında şimdi kullanılana benzer tespih parçaları
M.S 659 yılında ölmüş olan Nivelles’li Gertrude’un mezarında bulunmuştur. On ikinci yüzyıla kadar Hıristiyan dünyasında tespihin tılsım amacıyla kullanılmış olduğu sanılmaktadır. Örneğin inci tespihin kanı saflaştırarak çocukları hastalıktan koruduğuna inanılmıştır. Katolik dünyasında şuan kullanılan tespih, Müslüman tespihinden ilham alarak kullanılmaya başlanılmıştır. 1999 yılında Papa II. John Paul, tespih kullanma kampanyası başlatmış ve Ekim 2002’den Ekim 2003’e kadar bir yıllık süreyi ‘tespih yılı’ ilan etti.

            Ermeni Kilisesi’nde ise tespih kullanılmaz. Ortadokslar’da ise dua sırasında tespih çekme uygulamasına yalnızca manastırda rastlanır.

            İslamiyet’in ilk yıllarında Müslümanlar tespih kullanmamıştır.
Kuran”ı Kerim de de bu konudaki ayetler ne yazık ki yanlış yorumlanmaktadır. Hz. Muhammed (SAV) hiç kullanmamıştır. Ebu Bekir'in döneminde ilk defa kullanıldığı rivayet edilir. Ancak doğruluğu kanıtlanmamıştır. Belirttiğimiz gibi Tesbihin genel olarak Anadoluda ise İslami kesimde kullanılması, M.S. 1300 yıllara uzanır.Tesbihin İslami bir araç olarak kullanılması, sonradan Müslüman olan Hindistan ve Uzak doğuda ki insanlar ile bazı Hıristiyanların, Hinduizm geleneğini Müslümanlığa ilave ettikleri bir uygulamadır. Bu da daha sonra sahih olmayan Hadislere dayandırılmıştır. Bu sebepten dolayı Vehhabiler tespihi İslami bir uygulama olmadığı için, kullanmazlar.
 

 
Facebook beğen
 
 
 
“Yemin olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik. Onları, sapmış olanlardan başkası inkâr etmez.”2 Bakara Suresi 99. Ayet
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol